DİĞER
“Lorde’un 1976-1984 yılları arasında kaleme aldığı bu gezi notları, bildiriler, konuşmalar, mektuplar ve yazılar bugün de deneyimin toplumsallığını, süregiden ayrımcılıkları, adaletsizliği, mücadeleyi ve özelde feminist mücadeleyi düşünmek için yeni araçlar sunuyor.”
"Otobiyografiler, münferit onlarca olayın birbirine bağlanarak, yazan öznenin merkezîliğinde bir mantıksal bütün teşkil edecek şekilde kurgulandığı metinlerdir. Ama kurgu olmaları, tarihçi için güvenilmez fanteziler oldukları anlamına gelmez. Kurgulanmanın mantığını anladığımız ve akılda tuttuğumuz sürece pekâlâ kıymetli kaynaklar teşkil edebilirler."
"Foa’nın araştırmaları, katliama katılanların kendilerini bir hevesle bir gecede katil bulmadıklarını, aksine, bu katillerin kullandıkları tekniklerin ve hünerlerin Protestanlara karşı on yıllık bir zulüm ve şiddete dayandığını gösterir. Bundan önceki katliamlar neredeyse 'pratik yapmayı' mümkün kılmış, Saint-Barthélemy on yıllık şiddetin doruk noktasını oluşturmuştur."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
10 Ekim 2015'te kaybettiklerimizi anmak için yapılmış duyarlı ve özenli çalışmalar: 62 yazarın 85 kişiyi anlattığı, "yasını tuttuğu yakınlarının hikâyelerini anlatmayı kabul edenlerin ve o hikâyeleri dinleyip yazanların eseri" olan Barış Portreleri ve iki belgesel film; Ah ile Ölüm Ne Yana Düşer Usta...
"Açık ve kapalı kölelik sistemleri arasındaki en büyük farklardan birini ise sisteme köle sağlanması noktasında görürüz. Yukarıda, ABD siyahî köleliğinde gördüğümüz gibi kapalı bir kölelik sistemi dışarıdan sürekli köle getirilmesine ihtiyaç duymaz. Osmanlı’da ise köleliğin bir kurum olarak devam edebilmesi dışarıdan kesintisiz olarak yeni köleler getirilmesine bağlıydı."
Kürt yazar Cemil Turan Bazidî, Halepçe Katliamı'ndan sonra göç etmek zorunda kalan bir ailenin dramını anlattığı Azad Adım Benim romanıyla UNESCO Özel Akademik Ödülü'ne layık görüldü.
Picasso'nun Guernica'sı, Dali'nin Bir İç Savaş Öngörüsü'ne bugünden bir bakışla korkaklığa, ihanete ve cehalete “tamam artık” demenin vakti, hepimiz için gelmedi mi...
İnsanlık tarihi bir bakıma, zorla getirildikleri dünyada kendilerine yer açmaya çabalayan insan kalabalıklarının öyküsü olarak düşünülebilir. İşte bu bocalamanın prototipi de kardeşlik ilişkileridir...
Başlığa devam mahiyetinde, provokasyonu açalım: Hepimiz kardeş değiliz, çünkü bazılarımız (daha) kardeşler. Arka planını deşelemesi yer yer keyifli, yer yer sinir bozucu bir kardeşlik bu...
Kabil, annesinin ilk oğlu, Habil gelene kadar da gözdesidir. Kabil, görülmeyi ve sevgi görmeyi ister, ancak kardeşinin varlığı onu bu arzulardan mahrum bırakır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık